Öğretmenlerin, çocukların hayatında büyük bir yeri olduğuna da değinen Bakan Selçuk, güçlü bir öğretmen yetiştirilmesinin de önemini vurguladı. Eğitim ve bilimin bir arada ilerleyeceği bu sistem öğrenciler içinde büyük bir değişim olacaktır. Bu durum gerçekten başarılı olması içinde ilk olarak öğretmenin kendini geliştirmesi gerektiğini öne çıkaran Selçuk, güçlü bir öğretmen profili olursa güçlü bir şahsiyet ortaya çıkar şeklinde açıklamalarına devam etti.

Türkiye Eğitim Alanında Güzel İşler Yapıyor

Türkiye eğitim alanında güzel işler başarıyor şeklinde konuşmasına devam eden Bakan Selçuk, çocukları geleceğe hazırlamak için çalışmalara devam edileceğini de belirtti. Duygu, düşünce ve fiziksel beden olarak gelişim sağlamaya çalışan eğitimde üçayaklı bir canlı gelişimi için yenilenme devam ediyor diyerek, çocukların ezbere yönelmesini önlenmesini de sağlayacak çözümlerde bulundu.

Düşünce gücünü sayısal açıdan arttırma ve planlamaya yönelik bir eğitim sistemine dönüşümün yanı sıra ekip çalışması da bu anlamda önemlidir.  2023 Eğitim vizyonu olarak bu durumda en ön planda yapılarak eğitim büyük katkı sağlanacaktır.

Tasarım ve Beceri Atölyelerinde bulunan alanlarda; resim ve müzik seçenekleri de sertifikalı olarak alınabilmektedir.  Resim ve Müzik alanlarının yanı sıra 100 ‘den fazla ders seçenekleri de öğrenciler için Gaziantep ‘te bulunuyor. Aktif olarak bulunan 100 seçenekten sonra 300 farklı alanda Gaziantep şehrinde açılacaktır.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un Belirttikleri

Zihinsel anlamda çocukların gelişimi için olumlu olabilecek kursların ilerlemesi de bekleniyor. Türkiye ‘nin diğer şehirlerine de yapılması beklenen kursların standart eğitimler ile birleşecektir. Diyerek konuşmasına devam ederek “ Bu işin yapımında bulunan ve emeği geçen herkese teşekkür ederim “ diyerek sonlandırmıştır.

2023 vizyonunda beklenen kaliteli eğitim imkanları kurslar ve Gaziantep şehri içinde büyük fırsat yaratmaktadır. Adalet bakanı olan Abdülhamit Gül, fabrikalara verdiğimiz özen ve imkanların aynısını eğitim ve okullara da vermekteyiz. Şeklinde daha önce belirtmiştir. Bu konuşmaların ardından açılış protokolü ile de sohbette bulunan bakan kurslar hakkında da detaylı bilgi almıştır.

Bu makale Kalitemakale tarafından yazılmıştır.

Öncelik Türkiye de bulunan mesleki öğretmenlerin gelişimlerinin olması şeklinde yapılan protokol, Harvard, ODTÜ ve Milli Eğitim Genel Müdürlüğü ile yapılan ortak projedir. Öğrencilerin de bu aşamadan olumlu etkilenmesi eğitim açısında büyük önem taşıyor. Şeklinde açıklamada bulunan Safran, Türkiye transferi içinde önemli bir adım olduğunu belirtmiştir.

15 Öğrenci İçin Harvard Kapıları Açılıyor

Mesleki öğretmenler adına yapılan projede, 15 adet mesleki eğitim öğrencisi yurtdışı kurslarına katılabilecek “ enerjide yenilikler politik be ekonomi uygulamaları kursu    “ olarak belirlenecek çalışmada Türkiye den giden 15 öğrenci Profesör Daniel Nocera ve grubundan eğitim alabilecektir. Kimya ve Kimyasal Biyoloji alanında inorganik bölümünde profesör olan Daniel Nocera, Harvard üniversitesinde yer almaktadır.

Ortak proje olması hem ülkemizden giden öğrenciler için hem de Mesleki eğitim öğretmenleri için büyük bir avantaj haline gelmiştir. Mesleki eğitim öğrencileri için yurt dışı eğitim ve kurslarının yanı sıra Türkiye de yapılan eğitiminde gidişatını olumlu olarak değiştirecektir. Bu anlamda protokolün süresi zamanı ve katılımcıları Türkiye eğitimi açısından çok şey değiştirecektir.

• Çocukların özgüven sahibi olması onları başarılı kılar. Özgürce ihtiyaçlarını ve isteklerini yerine getirebilen bir çocuk okul hayatında da kendini rahat hissedecektir. Çocuklarınızı kendi başlarına giyinmesine, ayakkabılarını bağlanmasına, oyuncaklarını toplamasına teşvik edin. Hataları için onları azarlamayın, sabırlı olun ve iltifat etmeyi unutmayın.
• En azından iki dile hâkim olmak, gelecekte çocuğunuzun kariyerine katkıda bulunur ve kültürel ufkunu genişletir. Başka bir ülkenin dilini bilmek, o ülkenin kültürünü öğrenmenin en iyi yoludur. İmkân yaratabiliyorsanız çocuğunuzu yurt dışına çıkarıp farklı ülkeleri görmesini sağlayın. Bu sayede dünyanın çok çeşitli olduğunu keşfedebilecektir.
• Çocuğunuzun başarısızlıklara ve başarılara karşı sergilediği davranış onun kendine olan özgüvenini ve insanlarla iletişimini belirler. Her başarısında onu övmeyi unutmayın. Ancak başarısızlıklarını da görmezden gelmeyin, tartışın ve sebebini bulun. Çocuklarınızın duygularını ifade etmesine izin verin ve en önemlisi ne olursa olsun çocuklarınıza onları sevdiğinizi gösterin.
• Çocuğunuzun kişisel planlamalar yapmasına önayak olun. Küçük yaşta zamanı planlayarak yaşamayı alışkanlık haline getiren çocuk yetişkinlikte de zamanını etkili kullanarak başarıyı elde edecektir.

Teşekkürler.

Günümüzde çocuklar vaktini TV, telefon, tablet veya oyun konsollarının başına geçiriyor. Bunun sonucunda asosyal, teknoloji bağımlısı ve hayal güçleri tamamen baskılanmış bireyler yetiştirilmiş olunuyor. Bu kısır döngüden kurtulmak için çocukları doğaya çıkarmak gerektiğini söyleyen Çocuk Hastalıkları ve Sağlığı Uzmanı Doç. Dr. İbrahim Şilfeler çocuklarla doğaya çıkarken dikkat edilmesi gerekenleri anlattı.

Okullarda çocuklara doğayı korumaları ve kirletmemeleri gerektiği öğretilir. Doğayı tanımayan çocuk doğaya saygı duyması gerektiğini de bilmez. Her çocuk 2 yaşından itibaren düzenli olarak doğada vakit geçirmelidir. Aileler çocuklarına TV, tablet gibi uyuşturucu ve bağımlılık yapıcı teknolojik aletler verdiğinde çocuklar düşünemeyen ve tembel bireylere dönüşür. Çocuklukta kilo kontrolünün sağlanması için doğada yapılacak aktiviteler ihtiyaç vardır.

Çocuğunuzda doğada vakit geçirirken ona sorumluluk sahibi olmayı da öğretmelisiniz. Hedef belirleyin ve hedefinize ilerleyin. Çocuğunuzun kendi eşyalarını taşıyacağı küçük bir sırt çantası taşımasına izin verin. Giysilerinin koruyucu olmasına dikkat edin. Çocuğunuzun dayanabileceği mesafede bir yürüyüş programı yapın. Doğada gördüğünüz ağaçları ve hayvanları çocuğunuza anlatın.

Bir diğer sık yapılan hataysa öğrenci merkezli sınıf yönetimi şeklidir. Bu geleneksel bir yöntemdir. Öğrenci dersi uslu uslu dinliyorsa öğretmen sınıf yönetiminde başarılı sayılır. Fakat bu yeterli değildir. Teknolojinin günümüzde geldiği noktaya bir bakın bir de bunda yüz yıl önceki haline. Elimizdeki telefonlarla tüm dünyaya ulaşabiliyoruz. Ülkemizde telefon ilk kez 1908 yılında kullanılmaya başlandı örneğin, o da çok kısıtlı imkanlarla. Günümüzde ders işlenen ortamla yüz yıl önce ders işlenen ortam aynı. Öğrenciler rahatsız edici sıralarda oturuyor, öğretmen kürsüde ders anlatıyor. Hayatımızda o kadar çok şey yıllar içinde değişim gösterirken eğitim koşullarının aynı kalmış olması sizce de çok üzücü değil mi? Öğrenciyi duyguları ve duyuşu olmayan bir varlık gibi gören yaklaşımlardan uzak durmalıyız. Bizim gibi onun da canı sıkkın olabilir, öğrenmeye hazır olmayabilir pek çok durum olabilir. Derse öğrencimizi de katıp aktif ders işlemeliyiz. Öğrenci derste söz hakkına sahip olduğunda ders dışı hareketlerden kaçınacaktır. Öğretmen derse girdiğinde anlatacağı konu hakkında yetkin olmalıdır. Derse başlamadan önce sınıfın dikkatini çekecek bir soru, etkinlik, ya da görsel hazırlamış olmalıdır. Öğrencinin merakını gideremeyen öğretmen, öğrencisinin gözünde yetersiz olacaktır.

Öğretmen öğrencisine sevgi vermelidir. Her şey sevmekle başlar. Sevildiğini hisseden öğrenci, öğretmenine karşı rahat olur. İlgili derse yeteneği olmasa bile başarılı olur. Sevginin hakim olduğu sınıf ortamı, olumlu sınıf ortamıdır. Olumlu sınıf ortamı, hem öğrencinin hem öğretmenin başarısını artırır. Öğretmeninden korkan öğrenci ilgili dersten de korkmuş olur. Çoğumuz bu durumla karşı karşıya gelmişizdir. Ağır ödevler veren, olumlu ilişkilerden kaçınan, şiddete başvuran öğretmenlerimiz olmuştur. Böyle öğretmenlerimiz derslerinde istesek de başarıyı yakalayamamışızdır pek çoğumuz. Korkutarak, bağırarak, şiddet uygulayarak sınıf yönetimi sağlamaya çalışan öğretmen, öğrencinin gözünde değerli değildir. Öğrenci, öğretmenin onunla başa çıkamadığını, yetersiz biri olduğunu düşünür.

Öğrencilerimizi çok iyi tanımalıyız. Ailesinde huzur olmayan çocuk kendini okula, derse, öğrenmeye adapte edemez. Öğrencimizi iyi tanıyıp buna uygun davranmalıyız. Derslerimizde verdiğimiz örnekler, konu anlatım tarzımız hiçbir öğrenciyi zedeleyecek nitelikte olmamalıdır. Öğretmen nötr olmalıdır. Siyasi, dini görüşünü belli eden öğretmen, karşıt görüşlü öğrencileri tarafında ön yargıyla karşılaşabilir. Öğretmen küçük yaşlarda olan ve ailesinden farklı bir dünyayla tanışmamış olan öğrenciyi objektif bir tutumla farklı dünyalarla tanıştırmalıdır.

Her çocuğun anlam düzeyine uygun seviyede kitaplar vardır. Bebekler 6. aydan sonra daha net görmeye başlar. Bebeklere parlak renkli resimler, elleriyle kavrayabileceği kitaplar verilebilir. Yumuşak kitaplar bebekler için uygundur. Bebekler kırmızı ve siyah rengi daha baskın görürler. Siyah ve kırmızı ağırlıklı görseller önerilir.

3-6 yaş arası çocuklar ayrıntılı resim olan kitaplara ilgi duyar. Çok detaylı görsel anlatımı olan yazısız kitaplar vardır. Çocuk olayları takip ederek hikâyeyi görsel olarak okumuş olur. Bu yaş grubu çocuklar masal dinlemeyi sever. Anlam dünyasına uygun eğitici masallar okunmalıdır.

6-9 yaş arası çocuklar okumayı öğrendikleri için kitaplarını kendi seçmek ister. Ebeveynler çocuğun okuyacağı kitabı önceden incelemelidir. Bu yaş grubu çocuklar daha gerçekçi hikayeler okumak ister.

9-12 yaş arası çocuklar artık belli bir okuma kültürü kazanmış olur. Ailesinin de onayıyla kendi seçtiği kitapları okuyabilir. Bu yaş grubuna hitap eden kitaplar direkt mesaj veren kitaplar yerine düşünmeye iten kitaplardır.

Oyun Terapisi Nedir?

Oyun terapisi, terapide sözcüklerin yerine oyuncakların geçmesidir. Çocukların en doğal şekilde gözlenebilmesi için oyun oynarken izlemek en iyi yöntemdir. Oyun terapisinde kullanılan oyuncaklar; mutfak malzemeleri, oyuncak hayvanlar, resim malzemeleri, müzik aletleri, tamir aletleri, kostüm ve aksesuarlar kullanılabilir. Oyun terapisti çocuğu hiç yönlendirmeden çocuk oyuncak seçimini yapar. Oyun terapisti çocuğu rahatça oyun oynaması için cesaretlendirmelidir.

Oyun terapisi 2-11 yaş aralığındaki çocuklara uygulanabilir. Daha büyük yaşlarda çocuk kendini daha net olarak ifade edebileceği için buna ihtiyaç duyulmaz. Çocuklar oyun oynarken –mış gibi yapar. Bu şekilde iç dünyalarını daha net dışa vurabilirler.

Boşanma ya da yakın birinin kaybı sonucu yetişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da travmalar meydana gelir. Bununla başa çıkabilmek için çocuğun da terapi alması gerekir. Boşanma sonrası çocuğun hayatında büyük değişiklikler meydana gelir. Bu duruma adapte olmak her çocuk için kolay değildir. Oyun terapisi yöntemi kullanılarak çocuğa yardım edilebilir.

Ülkemizde adeta bir yarış halini alan üniversiteye giriş yolları öğrencinin ilgi alanı ve başarısı dışındaki ezberci sistemdeki başarısını dikkate alıyor. Peki bu durum dünyanın diğer ülkelerindenasıl biliyormusunuz?

Rusya

Rusya federasyonunda fırsat eşitliği sağlanması için merkezi sınav ya da üniversitelerin kendi sınavları ile öğrenci alınmaktadır. Bu durum rüşveti önlemek için tercih edilmiştir.

Kanada

Kanada, lisedeki derslerin notlarına göre üniversiteye öğrenci kabul ediyor. Bu da hangi derslerde başarılıysanız o alana kaymanıza neden oluyor.

Almanya

Lise bitirme sınavı sonucunda başarılı olan öğrenciler, üniversitede istedikleri bölümü seçme özgürlüğü verilir. Tıp gibi bölümlerde lise bitirme sınavından yüksek puan alma koşulu söz konusudur.

Japonya

Japonya ise üniversiteye girişte merkezi bir sınav ile birlikte üniversitenin kendisinin düzenlediği bir sınavı şart koşuyor. Bu iki sınavın ortalamasına göre bölümlere girilebiliyor.

ABD

Özgürlükler ülkesinde her üniversite kendi şartlarını belirliyor ve hangi öğrenciyi alacağına kendisi karar veriyor. Öğretmenlerden alınan tavsiye mektupları üniversiteye giriş için oldukça önemli bir kıstas olabiliyor.

Fransa

Fransa’da da lise bitirme sınavına benzeyen bir sınav uygulanır. Bu sınavla birlikte Fen, Sosyal bilimler ve Edebiyat bölümlerindeki başarı oranı ölçülür. Daha sonra üniversitelerin düzenlediği başka sınavlara da girilir.

İngiltere